4 Aralık 2009 Cuma

Kovana yeni ana verilmesi



Bruder Adam a göre kovana genç ana verilirken dikkat edilecek hususlar:

* Yeni ananın kovana kabul edilip-edilmemesi kokusuyla alakalı değil doğrudan ananın davranışı ve tutumu ile ilgilidir
* Tam olarak olgunluğa erişmiş uzun süredir yumurta atan ana arı sakin davranır ve problemsiz kovana kabul edilir
* Uzun süredir yumurta atan ana arıdan kasıt en az dört haftadır yumurta atmakta olan ana arı tarif edilmektedir.Suni döllemeli ana arılar için bu süre 8 haftadır.
* Yeni ana eski ana alındıktan sonra doğrudan kafes içinde bakıcı arılar ile birlikte çıkış deliği kek ile kapatılarak verilir ve birkaç saat içinde serbest bırakılır
* Yumurtlama bakımından yeterli olgunluğa erişmemiş ana arılar(en az 4 haftadır yumurtlama şartı) küçük bölmeler oluşturularak kabul ettirilmelidir

8 yorum:

yusuf şimşak dedi ki...

SLM...

İsmail Bey.

Bu görüşe pek katılmıyorum.BU Sonbahar deneyimlerimde o kadar tecrübeli ana vermeme rağmen kesilmelerini önleyemedim.Bunu söylerken F-I leri kastdetmiyorum.Onlarda verdiğim zayiatlardan sonra diğer yedeklerden verdiğim yaşlı anaların kesilmesini engelleyemedim.Bu daha çok ırk ve koku ile oraantılı olduğunu düşünüyorum.

Birde yaptığın çevirinin sahibinin ne kadar bilimsel alt yapısı olduğunu düşünüyorum.Daha fazla araştırma yapmak lazım diye düşünüyorum.

SLM ve Muhabbetle...

Kenbiloğlu dedi ki...

A.S

Yusuf Bey,

benim kendi tecrübem sarı ırk arıya siyah ana biraz zor kabul ettiriliyor, karniyol F1 bende de var kabul ettikten 25-30 gün sonra anayı değiştirdiler buradaki durum bence farklı,başka sebepler olabilir.

Bruder Adam Buckfast arıyı icat eden adam dolayısıyla sıradan biri değil,dolayısıyla arıcılıkta çok önemli bir insan bütün dünyada arıcılığın piri olarak kabul edilen birisi,

vakit buldukça internette arıcılık ile ilgili yabancı kaynakları karıştırıyorum ilgimi çekenleri paylaşıyorum.

Sonuçta bunlar Bruder Adam ın tesbitleri farklı düşüncelerde olabilir,bunun araştırmadan çok hangi bilgiler bizim bu bölgede de uygulanabilir yada geçerlidir şeklinde yorumlayabiliriz

selamlar

HB dedi ki...

Brother Adam...

Yusuf bey, daha fazla araştırma yapılması gerektiğini söylemiş ki ben araştırmıştım çok önceleri...

Brother Adam, nam-ı diğer "Papaz"

Yıl 1929...

Başlamış Buckfast yolculuğuna...

Elemiş, ayıklamış, farklı ırklarla devam etmiş ve 1955'te Anatolian ırkını da sisteme sokmuş.

1996'da ölmesine rağmen 1929-1993 yılları arası tüm koloni kayıtları da şu anda internette...

1993 yılındaki son kayıtlarında elindeki kolonilerde de hala Anatolian bulunması ise sanırım bazı kapanmış gözeneklerimizi açmaya yarayabilir...

Tüm geçmişi ve çalışmları izlendiğinde, o bilimsel altyapısı konusunda şüphe duyduğunuz adamın, bizim dinimizden başka bir din adamı da olsa önünde arıcılık adına saygıyla eğilmemiz gerektiğini görürdük.

Taşkın ÖZŞAHİN dedi ki...

selamlar
konu çok önemli
iyi tespitler yapılmış
arıcılıkta en önemli meselelerden
ana kabulu arıcıalrımzın en büyük sorunlarından
ana kabulunde benim gördüğüm
kalıtesiz analar genelde kesilir
başarılar

Ballı Baba dedi ki...

Sayın hocam; Tercüme yaptın eline gönlüne sağlık. Bruder Adam dediğin kimdir, arısı varmıdır, ne iş yapar. Eğer benim gibi cahilin tekiyse fikirlerine itibar etmiyelim. Yoksa elimizdeki kaliteli analara yazık ederiz...

mcsumer dedi ki...

İsmail Bey, Merhaba!
Ayrıntılardan konuşuyorsak…
“Merhaba” der demez kafama takılanları sıralamak istiyorum:

1) 1898-1996 arasında yaşamış ve en azından altmış yılı üst düzeyde olmak üzere seksen yıla yakın bilfiil arıcılık yapmış olan Brother Adam (Bruder Adam=Adem Birader) bu önerileri ne zaman yapmış; daha sonra bu bilgi ve önerilerine ilaveler yapmış olabilir mi?
2) Bu bilgi ve önerilerin orijinali İngilizce’yse Almanca’ya çevrilirken kısaltılmış ya da benim yukarda yaptığım gibi anlam kayması şeklinde değiştirilmiş olamaz mı?
3) Ana arının sakin ve kendinden emin davranışlar sergilemesi için size göre de “en az dört haftadır yumurtlamakta olması” gerekir mi?
4) Belki de daha genç ana arının saldığı kokular toplamı (feromonları) diğer arıları yeterince etkileyemiyordur?

Yeni çevirilerinizi bekliyoruz, kolay gelsin.
Sağlık ve Mutluluklar dilerim.

UĞUR KIRAN dedi ki...

İsmail kardeşim,dil bilmenin ayrıcalığını arıcılıkta kullanabilmek ne güzel değilmi.Belki tecrübeli ustalarımız birçok konuyu tecrübe ettiklerinden dolayı biliyorlar ama biz yeni arıcılar bu tür bilgi kaynaklarından mümkün oldugunca faydalanmamız gerekir.
Çok değerli paylaşımlarınız için sonsuz teşekkürler.

ali yener dedi ki...

arılarda çok insafsız kardeşim verdiğimiz anayı kabul etseler sanki dünyanın sonumu gelir işin şakası bir yana bu sebeplerden birkaçı olabilir ama tek sebep bu olamaz